16 Ekim 2014 Perşembe

Finans Açısından Derecelendirmenin Önemi

Günümüzde ülkeler için en önemli konulardan birisi elbette finans değerleridir. Bir ülkenin gelişme seviyesini ve refahını en iyi ifade eden değerlerin başında finans oranları gelmektedir. Bu yüzden her ülke birkaç farklı bağımsız denetim şirketi tarafından düzenli olarak incelenmekte ve denetlenmektedir. Bir yatırımcının hangi ülkede, hangi sektöre yatırım yapması gerektiğini anlamanın en etkili yolu bu bağımsız finans kuruluşlarının verilerini takip etmektir. Bu yüzden bu tip kuruluşlarda iyi bir şekilde finans eğitimi almış insanların olması gerekmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için açıklanan bu oranlar büyük bir öneme sahiptir. Bu kurumlar ülkenin geleceği açısından tahminlerde bulundukları için yatırımcıları çok yakından etkilemektedirler.




Bu tür denetim şirketlerinin iyi bir finans eğitimi olması en sağlıklı sonuçların alınmasını sağlayacaktır. Bu yüzden buralarda çalışanlar finans eğitimi üzerine eğitim programları alan insanlardan seçilmektedir. Bu eğitim programları sayesinde çok daha başarılı tespitler yapan bir ekibin kurulması sağlanmaktadır. Ülkelerin finans sistemleri için kritik bir öneme sahip olan bu kurumlar aynı zamanda gelişmemiş ülkelere de finansal anlamda destek sağlamakta ve finans eğitimi vermektedir. Bu sayede bu tür ülkelerinde ekonomilerinin de gelişmesi hedeflenmektedir. Dünya üzerindeki gelir adaletsizliğine karşı yapılan bu tür çalışmalar sayesinde ülkeler arası gelişmişlik farkının daha büyük bir uçurum olması engellenmeye çalışılmaktadır. Bu yüzden özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeleri için finans değerleri çok büyük önem taşımaktadır. Bunların düzeltilmesi ve gelişmesi adına finans eğitimi almaları her zaman bu ülkelerin yararına olacaktır.

9 Eylül 2014 Salı

Arabamaraba.com'u Biliyor Musunuz?


Arabamaraba.com'u daha önce hiç duymuş muydunuz? Benim de şans eseri tanıştığım bu e-ticaret sitesi, araba paspası ve koltuk kılıfları gibi araba aksesuarları, oto kaplama ürünleri ve araç bakım ürünleri ile otomobil sahiplerine eksiksiz bir hizmet vermektedir. İnsanların otomobillerine gösterdikleri özenin farkında olan arabamaraba.com, size de hayalini kurduğunuz ürünleri kağıda ödeme avantajları çerçevesinde getirecektir.

26 Ağustos 2014 Salı

IBS Trükiye'de Sertifika Sahibi Olun


Çalışanlarını sadece 'üniversite mezunu olma' şarkı çerçevesinde seçmeyen işverenler, firma içerisinde fark yaratıcı yeteneklere ve bilgi birikimine sahip olan ve bunu sahip olduğu sertifikalar ile belgelendiren kişilere ihtiyaç duymaktadır. Örneğin bir firmanın satış departmanına başvuruyorsunuz diyelim, iş görüşmeniz boyunca ne kadar iyi bir satışçı olduğunuzu söyleseniz de bunu bir sertifika ile kanıtlamadıkça ne önemi olabilir ki? İşte bu nedenle sertifika programları her geçen yıl biraz daha önem kazanmaya ve kişilerin öz geçmişinde daha fazla yer kaplamaya başlamıştır.

Eğitim programları denilince ilk akla gelen sertifika kurumu olan IBS Türkiye, kariyer gelişimini hızlandırmak isteyen herkes için ideal seçenekler sunuyor. Yönetim eğitimi, finans eğitimi, insan kaynakları eğitimi, pazarlama eğitimi, satış eğitimi ve e-ticaret eğitimi alanlarında sertifika programları düzenleyen IBS, kişisel gelişimi bir yaşam tarzı olarak benimseyenler için ideal seçimler sunmaktadır. İşe alım süreçlerinde adayları rakiplerinden bir adım öne geçirerek şansını artırmasına yardımcı olan sertifikalar, mevcut olan mesleki tecrübelerinize de farklı bir bakış açısı çerçevesinde bakmanızı sağlayacaktır.

Sınıf içi uygulamalar ve grup çalışmaları ile desteklenen role-play tarzındaki eğitim modeli çerçevesinde kursiyerlerine iş yaşamının bir provasını gerçekleştiren IBS Türkiye, yetenek bazlı öğretim modeli ile de kişiye özel bir program sunmaktadır. Gerçek iş dünyası deneyimlerini aktaran ve her biri kendi alanında uzman olan eğitmenler tarafından verilen dersler, kursiyerlerin katıldıkları eğitim programında kendilerini yeni baştan donatacakları bir imkana sahip olurlar. Ayrıca mesleki yeterliliklerini ispat edebilecekleri bir sertifikaya sahip olarak hayallerini süsleyen kariyer hedefine bir adım daha yaklaşırlar.

Peki ya sizin kariyer hedefinizde ne var? Hep yerinde saymak istemeyen ve daima ileriye gitmek isteyenlerin tercihi olan IBS Türkiye, eminiz ki sizin için de ideal bir program oluşturacaktır.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Yeni Dünya Düzeninin Gerçek Kralı: İçerik!

Dünya küresel bir köy haline geldiğinden beri, her sektörde farklılık gösteren bazı değişimler ortaya çıktı. Bu değişimler önceleri yeni düzene ayak uydurmak olarak nitelendirilse de, mevcut şartlar bunu bir zorunluluk haline getirdi. 2000’li yılların başında; Amerika’da Los Angeles, New York, Boston ve California gibi merkezlerde yapılan bir araştırmada, birçok şirkete ve ajansa reklam sektörünün geleceği sorulmuş. Dönemin şartlarında bu soruyu cevaplandıran ve sektörde aktif olarak yer alan yetkili kişiler, verdiği cevaplarla gelecek beklentilerini açıklamışlar. Aradan on yıllık bir süre geçtikten sonra, aynı yetkili kişilere geçmişte verdikleri cevaplar iletildiğinde hepsi büyük bir şaşkınlık geçirmiş. Çünkü öngörüleri ile günümüz şartları arasında neredeyse hiçbir benzerlik olmadığı ortaya çıkmış. Elbette bu durumun öncelikli sebepleri; yakın zamanda hayatımıza giren akıllı telefonlar, internet kullanımının mobilleşmesi, sosyal medya ve küresel iletişim platformlarındaki gelişmeler olarak sıralanabilir. Ancak bir konu var ki, tüm bu değişimi tek bir kelimede özetleyebiliyor: Kapitalizm!
 içerik


Kapital dünya düzeninde hızlı bir tüketim içinde olan toplumlar, öyle bir sistem içinde devinim yaşıyor ki; sistem işleyen çarkın herhangi bir dişlisi olmayı kabul etmeyen bireyleri, toplumları, şirketleri, markaları ve hatta doğayı bir anda hiçe sayabiliyor. Bu gerçekten korkunç bir gerçek… Hayatta kalmak isteyen birey, ayakta kalmak isteyen toplum, bu düzene bir şekilde ayak uydurmak durumunda kalıyor. İş dünyasında da bu durum fazlasıyla ciddiye alınıyor. Çünkü ekonomik açıdan düzenin bir parçası olamadan, kazanç elde etmek de mümkün olmuyor.
 içerik
Reklam sektörü bu değişimi en sert hisseden alanlardan biri. Özellikle sosyal medyanın ve akıllı telefonun hayatlarımızda yer etmesiyle, hedef kitleye ulaşmak için kullanılan yeni kanallar ortaya çıkmış oldu. Bu kanalları ilk kullananlar bir çizgi belirlemiş oldu. Öncülük ettikleri sistemde, başarılı oldular. Uyum sağlamakta güçlük çekenler ise piyasadan silinirken, yerlerini yeni dünyanın amacını ve gerekliliklerini anlayan yenilikçilere bıraktılar. Ancak algı yönetiminin olduğu her alanda, sistemin ve çarkın dönmesini sağlayan asıl ve tek bir kaynak, tek bir kral vardı: İçerik!

İçerik, yani content, her sektörde hedefi tayin eden ve o hedefe ulaşmayı sağlayan ana çıkış noktasını belirler. Bu sebeple, günümüz dünyasında varoluş üzerine bir çıkarımda bulunacak olursak, öncelik içeriğe verilmelidir. Çünkü kaliteli bir içeriğin olmadığı yerde; pazarlama, kalite, satış tekniği, imaj, kimlik, marka, hedef kitle ve başarı gibi kriterlerden söz etmek imkansız olacaktır. Bu anlamda Türkiye’deki içerik sağlayıcı ajans ve şirketlere baktığımız zaman aslında büyük bir açık olduğunu fark ediyoruz. Çünkü dijital ajanslar, konvansiyonel reklam ajansları ve 360 derece kapsamlı hizmet veren reklam ajansları her işi yapabileceğini, içeriği de kreatif anlamda rahatlıkla üretebileceklerini iddia ediyorlar. Bu da sektörde büyük bir açığın ortaya çıkmasına sebep oluyor. Uzmanlaşma, reklam sektörünün en büyük sorunlarından. Bu anlamda içerik ajansı olarak hizmet veren FEVREKA benzeri ajansların ön planda tutulması ve desteklenmesi, ajansların uzmanlık alanlarına göre hizmet vermesi önerilebilir. Aksi halde yeni dünya düzenine ayak uydurmakta zorluk çeken sektörde kalitesiz işlerin sayısı her geçen gün artacaktır.

Moda In Moda'da Alışveriş Keyfi


İnternetin gelişmesi ile birlikte bilinçlenen tüketiciler, alacakları bir ürünün online alışveriş sitelerinde indirime girmesini bekleyerek en karlı şekilde alışveriş yapmaya çalışıyorlar. Özellikle giyim siteleri arasında yaşanan rekabet ortamında kazanan taraf olmak için çabalayan markalar, yaptıkları indirimlerle her geçen gün daha fazla müşteri çekmeyi başarıyorlar. 

Fiziki mağazalara nazaran daha düşük fiyat ve daha avantajlı bir alışveriş deneyimi sunan giyim siteleri; elbise, ayakkabı, çanta, bluz, tişört, aksesuar, etek, pantolon ve daha birçok farklı ürün grubu çerçevesinde müşterilerine hizmet vermektedir. İnternetten alışveriş yapmanın kolay ve pratik olduğunu düşünen tüketiciler ise neredeyse mağazaların yollarını unutur hale geliyorlar. Ancak gene de çevrimiçi alışverişe yüzde yüz güven duyulduğunu söyleyemiyoruz. Bunun yegane sebebinin ödeme seçenekleri olduğu ortada. Birçok kişinin halen kredi kartı ve hesap bilgilerinin çalınmasından çekindiği için online alışveriş yapmadığı ülkemizde, bu güveni oluşturabilecek birçok e-ticaret sitesi türemiş durumda.

Online Alışverişte Güvenin Adresi: Moda In Moda

E-ticarette müşteri memnuniyetinin ve güvenin adresi olan Moda In Moda, kaliteli ve uygun fiyatlı ürünleri ile hanımların vazgeçilmezi konumundadır. Başka hiçbir yerde bulamayacağınız tasarım ürünlere güvenli ödeme avantajları çerçevesinde sahip olacağınız bu giyim sitesi sayesinde siz de şıklığınızdan ödün vermeyeceksiniz.

1 Temmuz 2014 Salı

Modanın İki Yüzü


Ülkemizde genel olarak modayı takip eden bir kitle mevcut. Bu yapının gençler arasında gelişmesi de televizyonda izlenilen karakterlerle ilgili diyebiliriz. Herkes televizyonda ne görüyorsa, kimi görüyorsa onun gibi olmak giyinmek istiyor. Bu da elbette ister istemez modayı takip etmeyi gerektiriyor. Son yıllarda özellikle gençlerin arasında yaygınlaşan bazı giyim tarzları var. Modanın da kendi içinde farklı dönemlerde akımlar yarattığı ve bu akımların topluma hızlı bir şekilde yansıdığı daha önce de defalarca görülmüştür ancak son yıllarda neredeyse ayda bir moda değişiyor. Peki sebep nedir? Elbette tüketim toplumu olarak özellikle internet ve sosyal mecraların gelişmesiyle birlikte artan hızlı değişim ve tüketim isteği. Tüketim her zamankinden hızlı bir yapı kazandı. Kapital ya da global olarak adlandırabileceğimiz bu dünya içinde, istemesek dahi bu çarkın içinde hareket etmekten kurtulamıyoruz. Hepimiz şarkın bir dişi oluyoruz ve veri akışı, tüketim hızıyla birlikte sürekli değişim gösteriyor. 

Modanın bu kadar hızlı değişkenlik gösterdiği dönemde, aynı zamanda kişilerin kendi modalarını yaratabileceği fırsatlar olduğunu söylemek de mümkün. Örneğin, baskı tişört satışları da yine son dönemde patlamış durumda. Herkes istediği bir görüntüyü fotoğrafı, sevdiği bir karakteri tişörtün üstüne basıp kullanabiliyor. Baskılı tişört ve normal mağazalarda satılan hazır tişörtler arasında ciddi bir fark var. O da şu ki, baskılı tişörtlerde kendi zevkinize göre baskı yaptırır tişört sahibi olursunuz, ama bir markanın mağaza ürünü olarak bir tişört aldığınızla binlerce kişiyle aynı model tişörtü giymek durumunda kalırsınız.

4 Haziran 2014 Çarşamba

Gelişen Teknoloji

Gelişen teknoloji ile birlikte Dünya ticaretindeki en büyük payı ar-ge yatırımları almaya başladı. Çünkü ne kadar çok geliştirirsen o kadar çok satabiliyorsun. Günümüz insanının her şeyin en üstün olanını kullanma alışkanlığından dolayı tüm tüketim eşyaları kendini yenilemeye ve geliştirmeye muhtaç. Bu süreç içerisinde neredeyse tüm kurum ve kuruluşlar hem kullandıkları teknolojiyi hem de ürettikleri teknolojiyi geliştirmeye çalışıyorlar. Tüketim pazarında birbirine çok fazla benzeyen ve aynı işlevi gören ürünler arasında kıyasıya bir rekabet olduğunu göz önüne alacak olursak, farklılaşmanın önemini anlamış oluruz. Özellikle teknoloji pazarında, teknolojik olarak üstün olan ve diğerlerinden farklılaşabilen ürünün satış grafiklerinde yaşanan artış, aslında bize her şeyi açıklıyor.


Giyim sektöründe de geçerli olan bu farklılaşma ve teknolojik üstünlük kuralları sektörün liderleri belirlemede büyük rol oynuyor. Sadece tişört baskı konusunda dahi gelişen teknolojinin önemi çok büyük olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Epson firmasının ar-ge çalışmalarından olan Epson SureColor F-2000 Tişört yazıcısı sektörün en iyisi olarak seçildi. Yazıcı pazarındaki AR-GE yatırımlardan olan bu teknolojik devrim pek çok ödül almasının yanı sıra ilk direk tekstil yazıcısı olarak tişört baskı sektörüne büyük bir kolaylık sağlıyor. Özellikle düşük maliyetle, yüksek kaliteli baskı sağlayan bu ürün küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için ideal bir ürün.

Tişört ve tişört baskı sektörünün gelişmesini sağlayan bu gibi ürünler sayesinde küçük ve orta büyüklükteki işletmeler sektörde hızla yükselme sağlayabiliyorlar. Daha kaliteli tişört baskısı yaptıkça, işletmeninde çok daha iyi yerleri gelmesi muhtemeldir. Gelişmek isteyen ve hızla büyümeye çalışan işletmelerin ar-ge’ye ve gelişen teknolojiler para yatırması şarttır. Kendini geliştirmeyen ve sürekli tekrar eden işletmelerin hayatta kalmaları ne yazık ki bir süre sonra imkansız olacaktır.

Kendi Tişört Modelini Giy

Yaz ayları iyice geldi ve neredeyse tişörte geçmeyen kalmadı. Havaların ısınmasıyla birlikte gömlek ile dahi sokağa çıkmak zorlamaya başladı. Bende yeni sezon için dolabımı donatmak için tişört alışverişine çıkmaya karar verdim. Nede olsa yeni sezon gelmişti ve geçen seneye göre birkaç kilo fazlam olduğu için tişörtlerim artık ufak gelmeye başlamıştı. En iyisi eskilerin yerine yenisini almak olacağından hemen alışverişe çıktım. Tişört baskı modellerini beğendiğim birkaç mağazaya girdim. Nedense bu seneki tişört baskı modelleri hiç hoşuma gitmedi. Beni saran, almamı sağlayacak bir tişört baskı modeli bulamadım. Birkaç mağaza daha gezsem de sıcağın verdiği rahatsızlıktan dolayı kendimi biran evvel eve atmak istedim.
 tişört


Eve geldiğimde sıcaktan bitmiş bir haldeydim. Ancak o kadar yol gitmiş olmama rağmen ne yazık ki tişört alamadan geri döndüm. Bu havada tişört olmadan olmayacağı ortada olduğu için bilgisayardan giyim sitelerini araştırmaya başladım. Tişört ve benzeri ürünleri alabilecek pek çok site olsa da hatta bu sitelerin pek çoğu zaten bildiğimiz mağazaların internet şubeleri olsa da, bunların tişört modelleri ve tişört baskı çeşitleri hiç tatmin edici gelmedi. Bende “ne varsa insanın kendi emeğinde var” diyerek, kendimin tişört tasarımı yapabileceğim sitelere bakmaya başladım. Bu siteler daha önce birkaç kere reklam olarak karşıma çıkmıştı. Ancak biraz araştırınca artzula diye bir site buldum. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir tişört sitesi. Çok güzel kalıplar var ve buradan kolayca tişört baskı yaptırabiliyorsun.

 tişört baskı
Bende artzula.con’u kullanarak kendime ilk planda ne olur ne olmaz diyerek iki tane tişört baskı yaptırttım. İyi ki de yaptırtmışım, o tişörtlerini beğenmediğim mağazalardakine göre çok daha iyi tasarımları kendim hazırlayabildim. Ayrıca tişört modellerinin kalitesi de en az o büyük mağazalardaki tişörtler kadar iyi. Tüm bunların yanında bu tişörtün en güzel yanı ise kendi tasarımın olması ve piyasada bir benzerinin daha bulunmayacak olması yani buradan tişört aldığında sadece sana özel bir tişört almış oluyorsun. Bunun ayrıcalığından kesinlikle herkes yararlanmalı.<

2 Haziran 2014 Pazartesi

Online Alışveriş Yapmanın Avantajları



Piyasadan çok daha ucuza ürün alma imkanımızın bulunduğu online alışveriş siteleri, tüm dünya tarafından tercih edilen bir mecra halini alarak kendi istihdam alanını yaratmayı başarmıştır.

İnternetten alışveriş yapmanın birincil faydası zamandan tasarruftur. Gerçekten de mağaza mağaza dolaşarak alışveriş yaptığımız o günler artık çok geride kaldı. Özellikle kasa kuyruklarından kurtulmamıza neden olan online alışveriş siteleri, kalite bakımından mağazalardan kat be kat üstünler. Üstelik buna rağmen fiyatların daha ucuz olduğu ortada. Ayrıca kapıda ödeme ya da kredi kartına taksit gibi bir çok fırsat da cabası.

Bir online alışveriş sitesinden bir ürün satın aldınız diyelim. En geç 3 iş günü içinde elinize ulaşacak bu üründen memnun kalmazsanız, ürünü elinize ulaştığı andan itibaren 1 hafta içerisinde iade etme hakkına sahip olursunuz.

Toptan giyim konusunda da ödeme kolaylığı ve ürün çeşitliliği imkanı sunan online e-ticaret siteleri, birçok kişinin tercihi olmaya devam etmektedir. Eğer siz de kaliteli ürünlere uygun fiyatlarla sahip olmak istiyorsanız, mutlaka online alışveriş keyfini yaşamalısınız.

9 Mayıs 2014 Cuma

Online Alışverişin Avantajları


Online alış verişin arttığı şu son yıllarda, herkes alış verişlerini internetten üzerinde yapmaya başladı. Bu da artık, bizlere müşterilerin internet üzerinden yapılan alış verişlere  daha çok tercih ettiğini ve güvendiğini göstermektedir. Online alışveriş ile yapılan alımlarımızda, almak istediğimiz ürünün bir çok çeşidini, internet sitesinde görebilmekteyiz ve rahat rahat evimizden, siparişimizi verebilmekteyiz.
 online alışveriş

Online alışveriş, sadece oturduğunuz yerden sağladığı alış veriş imkanı ile değil, ayrıca sağladığı bir çok kolaylığı vardır. Örneğin; her hangi bir eşya aldıktan sonra belli bir limite geçilmesi ile birlikte, kargo ücretsiz olmaktadır. Aldığınız eşya, o gün içinde ya da ertesi gün içinde, belirttiğiniz adrese gelmektedir. Bu en güzel yanı olmaktadır. Çünkü online alışveriş sitelerinin dağıtım ağı geniş olduğu için, ister işinizde çalışırken eşyanızı getirsinler, isterseniz evde otururken eşyanızı getirsinler. Bunun yanında, sürekli sağladıkları avantajlı fiyatları ve indirimleri ile herkesin neden, online alışverişi tercih ettiğini göstermektedir.
 toptan giyim

Online alışveriş hızlı, kolay ve güvenilir bir alış veriş imkanı sunduğu için, gün geçtikçe daha da müşteri sayısı artmaktadır. Bir de online alışveriş siteleri, toptan giyim alımı yaptığınız zamanda, çok daha fazla avantaj sağlamaktadırlar. Örneğin; normal bir alış veriş merkezinden 5 – 6 parçalık bir şey  aldığınız fiyat ile online alış veriş sitesinden 5 -6 parçayı aldığınız fiyat arasındaki farkın çok olduğunu göreceksiniz.  Toptan giyim olarak yaptığınız alış verişler sizlere çok daha iyi fırsatlar sunacaktır.

3 Nisan 2014 Perşembe

Modaya Uygun Telefon Kılıfları

Telefon kılıfları da artık bir moda ürünü. Bunu kimse inkar edemez. Nasıl ki çantalar, cüzdanlar, takılar elbisemizle uyumlu olması açısından önemli ve bu özellikleriyle bir tercih sebebi, aynen bu şekilde artık günümüzde telefon kılıfları da bir o kadar kıyafetlerimizin elbiselerimizin tamamlayıcısı.



Örneğin özel bir davete katılacaksınız ve üzerinizde bir gece elbisesi var diyelim. Şüphesiz ki ayakkabınız, çantanız ya da cüzdanınız, takılarınız hepsi ama hepsi elbisenize uyumludur. Uyumlu olmalıdır. Hem bunu sadece kadınlar için de söylemiyorum, erkekler için de aynısı geçerli. Yani nasıl ki bir takım elbisenin altına spor ayakkabı giymeyi tercih etmiyor erkekler, ya da kol saati seçimlerinde bile genel giyim tarzlarına uygun bir model tercih ediyorlar, hepsi ama hepsi, telefon kılıfları için de geçerli.



Kadınlar genellikle kendilerine taşlı telefon kılıflarıseçseler de erkekler daha düz modeller tercih ediyorlar. Fakat taşlı telefon kılıfları da düz ve tek renkli telefon kılıfları da hem erkek hem de kadınlar için artık görünümlerine uyum sağlaması gereken bir aksesuar. Hatta sadece bir tane değil birkaç tane de alabilirsiniz ve bu sayede her atmosfere uygun kılıfı seçebilirsiniz.


Örneğin ben özel bir davete gidiyorsam ve bir gece elbisesi giymişsem taşlı telefon kılıfları modellerini tercih ediyorum fakat gündelik yaşamda daha rahat giyindiysem örneğin, taşlı telefon kılıfları yerine daha sade, daha düz modeller seçiyorum. 

24 Mart 2014 Pazartesi

Besin Alerjisine Karşı Alınabilecek Önlemler

Yetişkinlerde pek sık görülmeyen bir hastalık olsa da yine de besin alerjisi konusunda da birçok alerji türünde olduğu gibi çocuk yaşta tedbir almak büyük önem taşıyor. Hastalığın 3 yaş altında görülme olasılığı %6, yetişkinlerde görülme olasılığı ise %1-2 arasında değişiyor.



Yani her yüz yetişkinden bir veya ikisinin ve her yüz çocuktan (3 yaş altı) altısının yakalandığı göz önünde bulundurulursa besin alerjisi, hiç de yabana atılacak bir hastalık gibi görünmüyor.



Bunun için alınabilecek en temel önlem ise, çocuk doğduktan sonraki 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenmesi ve takip eden 2 yıl boyunca da diğer gıdalarla birlikte anne sütünün de verilmeye devam edilmesi şekilde.


Kısaca bizden geçmiş artık, ama çocukları hala koruyabiliriz. 

14 Mart 2014 Cuma

Satın Aldıklarımız Bizi Şekillendiriyor Mu?

Evet, son zamanlarda kafayı fazlaca taktığım bir soru bu. Sürekli bir tüketim halindeyiz, devamlı bir şeyler satın alıyoruz kendimize ama satın aldıklarımızı gerçekten biz mi seçiyoruz yoksa bir süre sonra onlar mı bizi şekillendirmeye başlıyor? Bu şekillenme hangi yöne doğru ilerliyor. Tüketici olarak biz mi tüketileni seçiyoruz, yoksa üreticiler mi belirliyor tüketicinin neyi tüketeceğini?

Hepsi de üzerine düşünülüp cevap verilmesi gereken sorular. Ama ben olaya biraz da şu açıdan bakmak istiyorum; satın aldığımız ürünlerle birlikte bir statü de satın alıyor muyuz? Aslına bakarsanız evet. Durumu size şöyle açıklayayım. Bugün gelişen teknolojiyle birlikte örneğin bir telefondan (cep telefonundan bahsediyorum) beklediğimiz özellikler bundan 10 yıl öncesiyle kıyaslandığında çok fazla. Yani bundan on sene önce bir cep telefonundan sadece arama yapmasını, mesaj atmasını ya da ne bileyim hesap makinesini ve takvimi içinde barındırmasını beklerken, yani bu bize yeterken, artık yetmiyor.



Kamerasının megapikselinin yüksek olması lazım örneğin. Kesinlikle dokunmatik olmalı. Hafızası geniş olmalı ki dilediğimce video ya da müzik yükleyebileyim vs vs.. Yani beklentilerimiz artıyor. Sağ olsun üreticiler de beklentilerimizi karşılamak için çok hızlı bir biçimde çalışıyorlar tabi ama, bu işte bir gariplik var bana kalırsa. Başta telefon örneği verdiğim için o örnek üzerinden devam etmem gerekirse mesela, şunu söyleyebilirim, tümüyle aynı özelliklere sahip iki farklı telefon düşünün. Her şeyi aynı. Çekim kalitesinden ekran genişliğine, hızından kullanışlılığına… Her şeyi ama her şeyi aynı. Fakat birinin markası iphone, diğerinin markasıysa pek duyulmuş bir marka değil diyelim. Hangisini alırsınız?



Şimdi belki isim bilinirliliğinin güvenilirlikle de paralel olduğunu söyleyebilirsiniz ama, nasılsa varsayım üzerinden konuşuyoruz, şöyle söyleyeyim; iki markanın da güvenilirliği aynı diyelim, bu sefer hangisini alırsınız? Bana kalırsa okuyucuların yüzde 80’i (belki de daha fazlası) iphone’u seçecektir. Çünkü bana göre apple markası artık geliştirdiği teknolojik ürünlerle değil, bu teknolojik ürünlerin sosyal statülerini de satabilmeyi başarabilmiş bir marka. Yani demek istediğim, ister ucu ucuna denkleştirerek almış olun, isterse iphone ücreti size çerez parası gelsin hiç fark etmez. Bu seviyeye gelmiş bir markanın ürününü alırken, sadece o “ürünü” değil, beraberinde ürünün size getirdiği sosyal statüyü de satın almış oluyorsunuz. İyi düşünün, hak vereceksiniz.


Ve sanırım “kalite” olmak da, tam olarak böyle bir şey.

12 Mart 2014 Çarşamba

Alışveriş ve Alışkanlıklarımız


Alışverişin anlamını düşündüğümde herkesin aklına geleceği gibi almaya karşılık bir şeyin verilmesi olduğuna kolayca varıyorum ama zamanında takas sistemiyle alınan her değişik mala değişik mal veriyorken para ile sadece rakamların değişkenlik göstermesi oldukça üzücü. Takas sistemini yüzyıllar evvel terk ettik, rakamların büyüsüne bıraktık kendimizi. Dedik ki “eğer bunu almak istiyorsan, etikete bak ve alacağına karşılık para ver”. Bu durumu kolayca kabul ettik, alışveriş kurallarını değiştirdik, yeniden oluşturduk ve hala sistemli bir şekilde devam ediyoruz. Alternatifleri de bir yandan üretiyoruz tabi ki.

Alışveriş tarihine baktığımızda takasla başlayan bu sürecin ticaret yollarının da keşfedilmesiyle kontrol altına alınamayacağı anlaşılan almaya karşılık verme sistemine kesin çözüm olarak para bulunmuş olmalı ki yüzyıllardır aynı alışkanlığı devam ettirmekteyiz. Ekonominin büyümesi ve yeni yöntemler arama çalışmalarıyla gelişim gösteren alışveriş sektörü de dünya savaşlarından sonra hızla gelişim göstermiştir. Avrupa ekonomisi güç kaybederek Amerika'nın yükselişi insanlığa AVM'yi armağan etmiştir. Açılımı “alışveriş merkezi” olarak da bilinen AVM'nin en temel amacı pek çok mağazayı tek bir çatı altında toplayarak müşterilere kolay ve hızlı bir tüketim mekanı yaratmaktır. Aslında kadınların da iş yaşamına atılmaya başladığı dönemlere denk gelen bu merkezler, kadınları da can evinden burmaya başlamıştır. Pek çok sektörün de kadın üzerinden geliştiğini unutmazsak zamanla kullanıcılarının çoğunu kadınların oluşturması hiç de şaşırtıcı değildir.

Giyim, kozmetik, dekorasyon ve daha birçok şeyin toplandığı bu mekanlar için en dikkat çekici icatlardan biri de alışveriş arabası ve ürünlerin dokunarak seçebilmemiz. Özellikle süpermarketler ile hayatımıza giren alışveriş arabası, kullanımına yönelik tanıtım ile toplumla tanışmıştır. Süpermarket içlerinin tasarımı ise yapılan çalışmalar dahilinde oluşturulmaktadır. İlk oluşumundan sonra özellikle tüketici davranışları analizleri ile mağaza içerisinde ürün yerleştirilmeleri ise sandığınız gibi öylesine yapılmamıştır. Örneğin, bir süpermarkette ekmek bölümünün en sonda olmasının en önemli sebebi, müşterilerin tek bir ekmek almak için bile içeriye girdiğinde diğer ürünlere de geçerken bakması ve mutlaka birkaç şey daha alma olasılığının hesaplanmasıdır.

Bununla birlikte hızla gelişen teknoloji ve internet de aslında tüketim alışkanlıklarımızı hala değiştirmektedir. Kredi kartının icadı ve internet sitesi üzerinden para ödemelerinin de yapılmasıyla bilikte online alışveriş de hayatımızda önemli yer kaplamaktadır. Türkiye'de de yaygınlaşan pek çok mağazadan oluşan alışveriş siteleri sayesinde hızlıca indirimleri takip edebiliyor, ürünleri inceleyebiliyor, bir tıkla sipariş verebiliyor ve sadece gelmesini bekleyebiliyoruz. Bununla birlikte gerçek hayatta bir sürü mağaza gezmek gerekirken internet ile alacağımız ürün hakkında detaylı bilgi sahibi olup sonra doğru kararlar alarak da alışveriş yapabiliyoruz. Bununla birlikte özellikle kadınların acil durumlarda ihtiyacı olabilecek ürünlere hızlıca ulaşabiliyor ve yaratılmış bu imkanları avantajlı bir şekilde kullanabiliyoruz.


Kısaca söyleyeceğim şu ki, şimdi online alışveriş zamanı ve zaman çok değerli.

6 Mart 2014 Perşembe

Drogba İle Galatasaray


Pek fazla futboldan anlamayan ve takip etmeyen biriydim fakat son 2 yıldır sürekli gündemde olan spor olayları ve özellikle Galatasaray’ın yaptığı transferler sebebi ile futbol takip etmeye başladım. Drogba ve Sneijder transferlerinden sonra neredeyse bütün maçları takip etmeye başladım ve artık yorum yapabilecek kapasitede olduğumu düşünüyorum.


Drogba’nın geçmişine baktığımızda inanılmaz bir kariyeri olduğunu görüyoruz. Özellikle 8 sene süren Chelsea macerasında hem tüm dünya onu tanıdı, hem de futbolculuğuna ve kişiliğine saygı duydu. Bencil olmayan, takım oyununa yatkın, ilerleyen yaşına rağmen çok güçlü olan Drogba neredeyse yıkılmıyor. Rakip defansların korkulu rüyası olan futbolcu sayesinde takım arkadaşları da daha rahat oynuyor. Çünkü Drogba gibi bir futbolcu ile aynı takımda olan futbolcular özgüven sorununu aşıyor ve daha rahat oynamaya başlıyor. Sadece ismi bile rakip taraftarları korkutmaya yetiyor. Böyle bir futbolcuya sahip olan taraftarlar ise doğal olarak çok mutlu.


Ancak son zamanlarda antrenör Mancini ile problemler yaşadığı herkes tarafından biliniyor. Son yapılan açıklamalarda Drogba ile olan görüşmelerin sürdüğü ama oyuncunun Amerika’ya gitmek istediği söyleniyor. New York Bulls ile anlaştığı iddiaları da duyulmaya başladı bile. Bugün gördüğüm bir haberde ise Drogba’nın bir gümrük firması ile konteyner için anlaştığı ve eşyalarını gemi ile Amerika’ya göndereceği söyleniyor. Durum ne olur bilemem ama Drogba’nın Türkiye’de kalmasını muhtemelen bütün Türk halkı istiyordur.

5 Mart 2014 Çarşamba

2014’te Ne Yapmalı?


2014 geldi, hoş geldi. Havaların genel olarak güzel olduğu bir kış ile geldi. Yeni bir yılın başlarındayız. Daha bahar bile gelmedi. Yapılacak çok şey var. Bu sebeple kendime ve sizlere ufak bir neler yapılabilir listesi hazırladım. Her sene hazırladığım ama yazıya dökmediğim listemi bu defa yazıya döktüm. 


İşte listem:
-Bu sene kesinlikle spora başlayalım. Belki bir branşta uzmanlaşabiliriz. Veya spor salonunda form tutabiliriz. Yaza da 3-4 ay kaldı. Özellikle kızlar bu maddeyi önemsemeli.
-Diyetleri kenara bırakıp sadece sağlıklı beslenmeye önem verelim.
- Sırf moda diye tonlarca parayı kıyafetlere dökmek yerine iyi araştırıp nokta atışı yapalım.
-Kangrene dönmüş ilişkilerimizden kurtulalım. Hayatımızı güzelleştirmek yerine bize mutsuzluk veren insanlardan biraz daha uzak duralım.
-Saçlarımızı boyayalım. Kendine güvenenlerin mavi, yeşil gibi değişik renkleri tercih etmesinden yanayım.
-Bu yıl olabildiğince çok insanla tanışalım. Ne kadar çok insanla tanışırsak o kadar çok “iyi” insanla da tanışmış oluruz. Bir o kadar da yeni hikayeler çıkar.

-Hala yapmamış olanlar kesinlikle Karadeniz turu yapsın. Karadeniz turu yapmış olanlar da Güneydoğu bölgesi turu yapsın. Mardin’in tarihi dokusunu elleriyle hissetsin.
-Bu sene sevgililerimizin telefonlarını karıştırmayalım. Çünkü illa ki bir şeyler çıkıyor. Çıkmasa da kesin silmiştir diyoruz ve yine kafayı yiyoruz. Hiç gerek yok. Telefonlardan uzak durmamız yeterli.

-Bu sene işimiz kötüyse yenisine geçelim, evimiz eski ise yeni ev bakalım. 

Blogumun Açılışı


Merhaba, İsmim Selin. Okuma ve yazma konusuna çok hevesliyim. Yeni olan her şeyi denemeyi seven alışveriş tutkunu biriyim. Kozmetik, yemek, moda, dekorasyon, kitap, film ve spora meraklıyım.


Blog yazmaya biraz özenerek başladım diyebilirim. Zaten internette bol bol blog okuyan biriydim ve sonunda ben de yazmaya karar verdim. Normalde de bol bol yazan ama yazılarımı kendime saklayan biriydim. Artık yazacağım yazıları paylaşıma da açmaya karar verdim.


Yakın bir zamanda blogumda güncel olaylara dair bilgileri, kozmetik dünyasına dair bilgiler, kitap yazarları hakkında düşüncelerim, önemli spor olayları gibi konular işleyeceğim. Alışveriş deneyimlerimin ağırlıkta olacağı blogumdan umarım sizler de kendinize bir şeyler çıkarabilirsiniz.